Ankilozan Spondilit, Ankilozan Spondilit Tedavisi, Makaleler, Tedavi Alanları

Ankilozan Spondilit Belirtileri ve Tedavisi

Genellikle bel romatizması veya omurga romatizması olarak da bilinen Ankilozan Spondilit Belirtileri (AS), omurga ve kalça kemiği arasında yer alan eklemleri etkileyen ve genç yaşlarda ortaya çıkabilen iltihaplı romatizma hastalığıdır.

İltihaplanmanın sonucu olarak zamanla iltihaplı bölgede yer alan kemikler birbirlerine kaynaşarak tek bir kemik halini almaktadır. Omurganın alt bölümü olarak bilinen Sakroiliak eklem ile leğen kemikleri arasında bulunan alanı etkilemektedir. İlerleyen zamanlarda hastalık tedavi sürecine başlanmaması durumlarda tüm omurgayı etkileyecek şekilde hareket kısıtlılığına neden olabilmektedir.

Ankilozan Spondilit Nedir, Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir?

Hastanın diğer eklem yapılarında da iltihaplanma oluşabilmektedir. Bunun sonucu olarak kemikleşmeler ortaya çıkacaktır. Örneğin; diz, ayak bilekleri, bel bölgesi, kalça ve omurga yapıları gibi… Bazı hastalarda ilerleyen dönemlerde klinik duruma ve hastalığın seyrine bağlı olarak ayrıca hastanın hastalığı doktor kontrolünde düzenli takibi ile bağlantılı olarak tüm omurgada hareket kısıtlamalarına neden olabilmektedir.

ankilozan spondilit ve normal omurga arasındaki fark

Kemikleşen yapıların ve eklemlerin hareket kısıtlamaları sonrasında omurga yapısında ön tarafa doğru eğiklik oluşacaktır. Yaşam kalitesini azaltan ve günlük rutin iş ve işlemlerin yapılmasını etkileyebilen bu hastalık kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Bazı hastalar günlük hayatlarına devam edebilseler de ileri derecede Ankilozan Spondilit hastaları omurga hareketlerini bütünüyle kaybedebilmektedir.

Ankilozan Spondilit, bel fıtığı, bel ağrısı, kemik erimesi ve benzeri eklem rahatsızlıkları ile karıştırılabilmektedir. Kemik erimesi rahatsızlığı genellikle yaşça ilerlemiş insanlarda görülürken, Ankilozan Spondilit hastalığı daha çok gençlerde görülebilmektedir.

Kimlerde Ankilozan Spondilit Hastalığı Görülmektedir?

Ankilozan Spondilit (AS) hastalığı kronik bir rahatsızlıktır. Erkeklerde, kadınlara oranla 2 kat daha sık görülmektedir. Son yapılan çalışmalarda her iki cinste de eşit olarak görüldüğü tespit edilmiştir. Bununla birlikte genetik faktörler belirleyici rol oynamaktadır. 10 yaşında sonra çocuklarda kalça ile diz bölgelerinde görülen inflamatuvar ile görülebilen Ankilozan Spondilit, 20’li yaşlardan sonra başlasa da belirtiler hemen ortadan kalkmayacaktır. Genellikle göğüs kafesi, kalça, diz, omuz, omurga, el ve ayak bilek bölgelerinde iltihaplanma oluşmaktadır. AS’nin sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, HLA-B27 genine sahip olan kişilerde hastalığın görülme olasılığı daha fazladır. Birinci derece akrabalık ilişkisi bulunan kişilerde Ankilozan Spondilit teşhisi konulan kişilerin hastalığa yakalanma olasılığı %20 civarındadır. Yani her HLA-B27 pozitif olan kişilerde hastalık görülmektedir diye kesin bir durum söz konusu olmamaktadır.

ankilozan spondilit ve omurga yapısının zamanla değişimi

ankilozan spondilit ve omurga yapısının zamanla değişimi

Ankilozan Spondilit Hastalığını Neden Olmaktadır?

Eklemlerdeki yapıların kemikler ile kaynaşması ve sonucunda omurganın öne doğru eğilme durumu bu hastalığa sahip kişilerde hareketlerin kısıtlanmasına neden olmaktadır. Kısıtlanan hareket kabiliyeti nedeniyle günlük rutin ihtiyaçların karşılanmasında zorluklar meydana gelmektedir. AS hastalığının sebebi tam olarak bilinmemektedir. Yapılan laboratuvar araştırmaları sonucunda kalıtsal faktörlerin önemli rol oynadığı bilinmektedir. Hastalığa yakalanma riski HLA-B27 adlı geni taşıyan kişilerde daha fazladır. Bu genin var olması bu hastalığa kesinlikle yakalanılacağı anlamını da taşımamaktadır.

Ankilozan Spondilit ve Belirtileri

“Ankilozan Spondilit hastası mıyım, eklem ağrılarım var Ankilozan Spondilit mi oldum?” gibi soruların ezbere cevaplanmaması oldukça önemlidir. AS, genellikle yetişkin ve genç bireylerde iltihaplanmadan kaynaklanan omur ağrısı ve bel ağrısı şikâyetleriyle başlayan bir hastalıktır. Hastalık başlangıç döneminde şiddeti hafif olan ve fark edilmesi oldukça zor olan ağrılar, ilerleyen dönemlerde artış göstermektedir. Kalçalarda hissedilen ağrılar aynı zamanda sırt, omuz ve boyun bölgelerinde de gözlemlenmektedir. Bu ağrılar genellikle sabah saatlerinde veya dinlenme esnasında kendisini gösterirken hareket halinde gün içerisinde azalacaktır. Uyku sonrasında yaklaşık yarım saat ile kırk dakika arasında tutukluluk hissedilebilir. Uyku esnasında dinlenen eklemler sabah tutukluluğa neden olmaktadır. Ayrıca yaşanabilecek ağrılar gece uykusunu sık sık bölebilmektedir. Göğüs kafesinde, ayaklarda, ellerde, kalça ve diz bölgelerinde şişlikler ve bununla birlikte ağrılar da olabilir. Ağrının şiddeti ve diğer şikâyetler kişiden kişiye değişiklik gösterebilecektir. Üç aydan fazla buna benzer şikâyetleri olan kişilerin kontrolleri çok önemlidir.

ankilozan spondilit deformasyonu parmaklarda da görülmektedir

ankilozan spondilit deformasyonu parmaklarda da görülmektedir

Ankilozan Spondilit’in Belirtileri Nelerdir?

  • Genç yaşlarda başlayan bel ağrıları
  • Uyku sonrası yaşanabilecek bel ağrıları tutulma hissi
  • Fiziksel hareketlilik sonrası azalan tutulma hissi
  • Şiddetiyle uykunun bölünmesine neden olan eklem ağrıları
  • Hareketlerde kısıtlılık hali
  • Bu şikâyetlerin üç aydan fazla sürmesi
  • Omurganın yapısının öne doğru eğilme durumu

AS Teşhisi Nasıl Konulmaktadır?

AS hastalığının teşhisi için uzman bir romatoloji doktoruna gidilmesi gerekmektedir. Üç aydan daha uzun süre omuz, boyun ve bel yapılarındaki ağrılar nedeniyle başvuran hastaların hastalık süreci kapsamlı olarak dinlendikten sonra akrabalık ilişkisi olan diğer kişilerde AS hastalığı olan kişilerin var olup olmadığı araştırılması gerekmektedir. Ayrıca hastaya fiziksel muayene yapılması gerekmektedir. Hareket kısıtlılığı olup olmadığı kontrol edilmektedir. Tüm bunlarla birlikte romatoloji, fiziktedavi ve osteopati uzmanları hastalığın teşhisine karar verilebilmektedir.

Ankilozan Spondilit Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır?

Kronik romatizma hastalığı olan Ankilozan Spondilit’in sebebi tam olarak bilinmemektedir. Hastanın bel ağrıları ve tutukluluk durumuna bakılara uzman bir doktor tarafından değerlendirilmektedir. Öncelikli amaç hastalığın ilerlemesinin durdurulmasına yönelik olmaktadır. Hastanın hareket yeteneğinin yeniden kazanabilmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte omurga ve eklem yapılarında yaşanan ağrıların ve gelişen iltihabın azaltılmasına yönelik kişiye özel tedavi protokolü hazırlanmaktadır. Bu sayede asıl amaç hastanın yaşam kalitesinin artırılması olacaktır. Fizik tedavi uzmanının AS hastasına spor önerileri ve egzersiz çalışmaları ile de tedavi desteklenmektedir. Fizik tedavi ile hastanın kuvvetinin ve dayanıklılığının yeniden artırılması hedeflenmektedir. Kişiye özel omuz, boyun, nefes ve kalça egzersizleri uygulanmaktadır. Bu egzersizler, kasların esnekliğini ve hareket kabiliyetini geliştirmekte, iyileşmenin devamını sağlamaktadır. Hasta tarafından gerçekleştirilecek egzersizlerde şu konulara dikkat edilmesi gerekmektedir:

  • Ataklar esnasında egzersiz yapılmasından kaçınılmalıdır.
  • Egzersiz ile birlikte ağrılarda artış oluyorsa egzersiz programı değiştirilmelidir.
  • Egzersiz programlarındaki amaç kasların güçlendirilmesi ve hareketin korunmasıdır.
  • Uygulanan egzersizlerin eklemlere ve kaslara zarar vermediğinden emin olunmalıdır.
  • Tavsiye edilen egzersiz süresinden daha uzun egzersiz yapılmamalıdır.
  • Sert hareketlerden kaçınılmalı, ani hareketler yapılmamalıdır.

Doktor Kontrolleri ve Egzersiz Programı

Düzenli olarak doktor kontrollerinin ve egzersiz programlarının sürdürülmesi gerekmektedir. Burada en önemli konu kişinin hayatının aktif bir yaşam tarzına göre şekillenmesini sağlamaktır. Bu tarz enflamatuvar hastalıklarda erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğu unutulmamalıdır. AS ile sakroileit durumları çok sık karıştırılmaktadır. Her sakroilet durumu Ankilozan Spondilit olarak değerlendirilemez. Ankilozan Spondilit denilebilmesi için sistemik bir durum olması gerekmektedir. Bazen sadece duruş bozukluğu, yürüyüş bozukluğu, çalışma pozisyon bozukluğu, kilo problemleri gibi durumlarda sakroiliak eklemde iltihaplanma görülebilmektedir. Bu nedenle sakroiliak bölgedeki iltihaplanmalar görüldüğünde hemen Ankilozan Spondilit teşhisi konulması doğru değildir. Hasta, enine boyuna ayrıntılı olarak değerlendirilmekte ve hastanın tedavisi, takibi, beslenme programları buna göre şekillendirilmektedir.

Sonuç olarak sakroiliak bölgede gördüğümüz iltihaplanmalara “Sen Ankilozan Spondilitsin” şeklinde teşhis konulmasını ve hastanın “hastalıklı” olarak kimliklendirilmesini, etiketlendirilmesini hastanın beden ve ruh sağlığı açısından geri dönüşümsüz sonuçlara neden olabilmektedir. Biz hekimlerin hastayı değerlendirmesinin dışında, hasta psikolojisini de göz önünde bulundurarak kelimeleri seçerken daha özenli ve daha dikkatli olması gerekmektedir.

İlgili Yazılar