Genel

İltihap ve Tıp

Tıp Öğrencileri Eğitim ve İltihap

Bakalım tıp fakültesindeki öğrenciler iltihap konusunu nasıl öğreniyorlar.

İnflamasyon bilinen tanımıyla alevlenmek demektir. Bağışıklık hücreleri nişan almadan gelişigüzel sağa sola saldırırlar. Hazır ol, nişan al ve ateş seremonisi burada uygulanmaz. Bedendeki herhangi bir hücre ateş hattına düşebilmektedir. Çalkala ve köpürt sloganları eşliğinde ortalık yangın yerine döner. Hücreler DOST ATEŞİ altında zarar görürler.

İltihap ve Tıp – Meraklı Bir Okura Kulak Verelim

“Çok doğru söylüyorsunuz hanımlar ve beyler. Bendeniz malumunuz İngiliz Dili ve Edebiyatı okudum. Bu anlaşılmaz gibi görünen inflamasyon kelimesi hakkında müsaade ederseniz benim de bir iki lafım olacak: Flamma kelimesi alevlenmek, yanmak, coşmak ve tutkuyla ateşe vermek anlamına gelir. Sözlüğe şöyle bir göz gezdirirsek inflame kelimesinin ateşle ilgili bir şey olduğunun hemen ayırdına varılır: Tutulan politik bir hareketin, ateşli romantik duyguların, topuğa vuran bir ayakkabının hissettirdiği sıcak acıyı düşünün veya şöminede tutuşturulmuş bir odun ateşi hepsi bize hemen bu sözcük hatırlatılır.

Hababam sınıfı

Hababam Sınıfı Filminden – KampAteşi Üzerinde İnek Yahnisi

“Kamp ateşi deyince benim aklıma hemen Hababam Sınıfı gelir,” dedi Aslan Bey sol elini havada gezdirip dünyayı boş vermiş bir edayla.

“Aslan Bey puf ya! Nasıl bir espri bu, hem sen bilmezsin,” dedi.

“Ne münasebet, ben de tıp fakültesi üçüncü sınıftan terk eski bir tıbbiyeli değil miyim?”

Kamp Ateşi mi?

Eczacı hanım devam etti:

“Yangın kelimesi ilk duyuşta romantik bir ateş olarak kulağa çok hoş gelir, doğrudur, amma insanın vücudundaki ağrılı bir şişlik muhtemelen hiç kimsenin tutkusunu alevlendirmez… Durun durun! Üstelik biz ne ara bu konuya geldik? Artık çaylarımızı içsek diyorum…”

İltihap ve Tıp - Kamp Ateşi

Kamp Ateşi

Hep bir ağızdan koro halinde, “Çay!..” diye bağırdılar, görevliye. “Çay içmeyecek miyiz?… Çayyyy!…”

Onlar muhabbete dalmış bir halde iken dumanı üstünde masala çayları da görevlinin elinde tepside göründü. Yarım saat kadar olmuştu sipariş vereli. Bardakların konduğu bambu tabaklar doktorun dikkatinden kaçmadı.

“Geçen sefer geldiğimde bunlar yoktu,” diye anlatmaya başladı.

Çayların ve çöreklerin yanında gelen peçeteye ellerini silip çaylarından sıcak birer yudum alıp konuşmaya kaldıkları yerden sürdürdüler.

Kamp Ateşinde Çay

Kamp Ateşinde Çay ve İltihap Sohbetleri

“Kız dur ağzını yakacaksın, o nasıl içiş öyle”

Çayı yavaş içmesi konusunda uyarıları dikkate almayan Ceylan:

“İçim istiyor içim. Ben soğuk çay içemem, kaynar olacak kaynar. İnsanın boğazını yakıp geçecek…”

“Geçmiş olsun anam, senin mizacın soğuğa kaymış da haberin yok.”

Şu an gözleriyle göremedikleri hücrelerin derinliklerinde var olan kronik yangınlara içtikleri bu çay tıpkı bir itfaiye eri gibi müdahale edecek miydi? En azından öyle olmasını arzu ediyorlardı. Bunun için oturanlara yapması gereken şey oldukça basitti: Ellerine sıcak bardağı alıp yavaşça dudaklarına götürmek.

İltihap Kurutucu Bir Sos” yazımızı mutlaka okuyun. Bilgiyle kalın!

İlgili Yazılar